Devletin gelirlerinin çoğunun üretim yapan firmalardan değilde tüketimden alması reddedilmez bir gerçek. Malesef bu durum orta direk olan bizlerin belini büküyor. Burada sıkıntı üretim olmayan yerde tüketimden vergi alır devlet açığını kapatırsın.
Ülkemizde inşaat sektörü hariç (buna baraj, yol, köprü yapan firmalar dahil) üretim yapan kaç firma var. Ürünlerin çoğu çin, tayvan, vietnam ve kore ülkelerinden ithal ürünler. Biz eskiden tekstilde lider ülke iken şimdi tekstili bile ithal ediyoruz. Şimdi bu şuanki yönetimin suçu diyeceksiniz ama iş öyle değil. 1950 lerden itibaren abd güdümüne giren yöneticilerin tamamının hataları bu duruma getirdi ülkeyi.
Abd ve ab ile yaptığınız anlaşmaların tamamı ülke üretimini baltalayan anlaşmalar ve sonucunda üretici firmalar da çiftçiler de iş yapamaz oldular.
Vergilerin tüketiciden alınmasının mecburiyetini birde böyle düşünmek lazım.
Ayrıca işi siyasete sokmadan birde işin bu yönünden bakmak lazım. Biz lüks seven ve paramız olmasa da bir şeyin en iyisini almaya odaklı bir milletiz.
Tamam yakıt pahalı hemde çok pahalı ancak aracımıza 2 tl ye yakıt alsaydık. 1.3 motorların, az yakan araçların peşinden koşar mıydık. Yoksa 2.0 motor ve üstü araç mı arardık.
Ötv belirli motorlarda çok olmasaydı. Büyük motorlu araçlardan geçilmezdi. Kimse küçük motorlu araçlara binmezdi.
Bizde abd mandası olmamızdan kaynaklı büyük motor geniş araç sevgisi var. Ama avrupa ülkelerinde bu yok. Yakıt ucuz olduğu halde küçük motorlu az yakan emisyonu az parkı kolay küçük araçlara biniyorlar.
Cep telefonlarına bakın asgari ücret 1400tl ama kullanılan telefon fiyatı 3 asgari ücret olmasına rağmen o telefonu alıyoruz. Daha taksidi bitmeden yenisine bakıyoruz. Eee biz alınca gelirleri az olan devlet de haliyle bizim üzerimizden gelirlerini artırıyor.
Seçimlerde bizlere siyaset yapmaya gelen büyüklerimize çocuğumu devletin çiftliklerinde işe alması için yalakalık yapmak yerine fabrika açacak mısın demek lazım. Yol köprü yap demek yerine çiftçiyi besiciyi kalkındırmak ve ucuza verimli üretim için ne çalışmalar yapıyorsun yada yapacaksın projelerin neler demek lazım.
Bizde malesef siyasetciyi seçerken yapacakları projelere değil. Siyasi görüşümüzü yansıtıp yansıtmadığına bakıyoruz. İktidarı destekleyenler hatalı il de yapılsa toz kondurmazken iktidarı sevmeyenler doğru yapılan işi de görmezden geliyor ve körü körüne eleştirilere devam ediyor.
Bu durumun bugün ki yönetimle de alakası yok. Geçmişe bakın geçmişle bugün arasında siyasi yönden bir fark olmadığını görürsünüz.
Başka ülkelerin güdümünde olan ülkeler İç siyasi
karışıklar nedeniyle gelişemez ve üretim yapıp ihracatlar yaparak pazarlar oluşturmak yerine başka ülkelerin pazarı oluruz.
Bugün güneş enerjisine elektrikli araçlara yatırım yapmak yerine halen sıvı yakıtlı araçlar üzerinden vergi toplayarak gelir elde etmenin peşinde koşarsak başka ülkelerin pazarı olmaya devam ederiz.
Bugün bakın ülkemiz güneş cenneti olmasına rağmen elektriğimizin çoğunu doğalgaz ile üretiyoruz. Yarın bir sorunda rusya ve iran doğalgazımızı kesse elektriğimiz yok. Kışın soğuktan ölürüz.
Devletler bağımsız olmak istiyorsa yatırım yaparken kendi otomobilini, kendi silahını ve kendi enerjisini üretebilmelidir. Bunu üretecek kendi vatandaşına da her türlü desteği vermelidir.
Neyse çok uzun yazı oldu. Ama ana fikir şu ki üretim yapmayan toplumlar yüksek vergiler altında ezilirler.